Değerler aklın ve kalbin birlikte bir uyum içinde olması şeklinde tanımlanabilir. Değerler, toplumu oluşturan bireylere, nelerin tercih edilmesi gerektiğini, nelerin önemli olduğunu yani kısaca söylemek gerekirse nasıl yaşanılması gerektiğini ifade eder. Değerler hem toplumsal hem de insani yaşamın en önemli yanını oluşturur ve toplum için büyük bir öneme sahiptir. Değerlere uygun davranan bireyler toplum içerisinde hem bilişsel hem de duyuşsal davranışları kabul gören ve örnek alınan bir tutum içerisinde olmaları nedeniyle bu bireylerin toplum gözünde saygın bir yeri vardır. Değerler sadece günlük eylem ve davranışlarımıza rehberlik eden ilke ve ölçütler olmaları bakımından değil genel yaşam tarzımızı ve yönünü belirleme açısından da önemlidir. Her ne kadar bu eğitim ailede başlanarak devam etse de insani değerleri benimsemiş bireyleri yetiştirmek toplumun, ailenin ve okulun başlıca görevleri arasında olmalıdır. Bu düşünceden hareketle okullarda verilen eğitimin temel amacının sadece akademik açıdan başarılı bireyler yetiştirmek olmadığını aynı zamanda vatansever olma, temiz olma, sağlığına dikkat etme, düzenli olma, adil olma, yaratıcı olma, girişimci olma gibi birçok değeri benimseyen bireylerin yetiştirilmesi olmalıdır. Teknoloji çağı olarak da adlandırabileceğimiz günümüzde yetişen çocuklarının günlük hayatlarının büyük bir bölümünü teknolojik cihazlar karşısında geçirerek oluşturdukları sanal kimliklerle ihtiyaçlarının sanal âlemde karşıladıkları görülmektedir. Teknoloji bağımlılığı boyutuna gelen bu durumun çocuklara psikolojik, ruhsal ve sosyal yönden zarar vermenin yanı sıra bu durum çocukların toplum ve aile içerisinde insan ilişkilerini de minimize ederek insanlarla olan etkileşimini ve paylaşımını azatlığı için toplumsal ve insani değerleri öğrenmesi konusunda da ket vurmaktadır.
Çocukların içinde bulunduğu ve gelişimlerini olumsuz etkileyen bu durumun üstesinden gelmelerinde aile ile birlikte eğitimcilere büyük görev düşmektedir. Fakat okullardaki eğitimin misyonuna baktığımız zaman akademik kaygı güdülmesi nedeniyle çocukların bilişsel gelişimini destekleyici faaliyetlerin eğitimciler tarafından daha ön planda tutulduğu, değerler eğitimi içerikli olan ve çocuğun duygusal gelişimine katkı sunacak faaliyetlerin ise geri planda kaldığı görülmektedir. Oysaki eğitimciler bu tutumları ile milli eğitimimizin temel amaçlarının özü olan; kendini gerçekleştirmiş, milli ve manevi değerlere sahip bireyler yetiştirme ilkesini aksatmaktadırlar. Bu nedenle eğitimcilerimiz akademik faaliyetlerinin yanında ve özellikle de içinde kişilik ve değerler eğitimine de önem vermelidir. Değerler eğitimini klasik yöntemle vermenin istendik davranış değişimi ve içselleştirme güçlüğü göz önüne alındığında değerleri; ders içi ve rehberlik saatlerinde etkinliklerle, oyunlarla eğlenceli hale getirerek aktarmanın kolaylığı hedef kitleye etkinliklerle anlatılacaktır.
Kazanımlar
Konu Başlıkları
Atölye çalışmamız maksimum 30 kişilik öğretmen gruplarına 4, 8, 16 Saat ve Milli Eğitim Bakanlığı Hizmetiçi eğitimine uygun olarak verilmektedir.