İstanbul Gönüllü Eğitimciler Derneği (İGEDER), insanî, millî ve özgün model arayışları çerçevesinde eğitimin yeniden değerlendirilmesi amacıyla bu yıl ilk kez 18-20 Mart tarihleri arasında “Uluslararası Erken Çocukluk Eğitimi Kongresi” düzenledi. “Ne Kadar Erken O Kadar İyi!” mottosuyla gerçekleştirilen kongrenin kapanışında İGEDER Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özkan, İGEDER Kongre Bilim Kurulu Başkanı ve Eskişehir Osmangazi Üni. Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Turan, Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı ve T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2023 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilmenin eğitim olmadan mümkün olamayacağını vurguladı.
Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen kongreye yurt içinden ve dışından yaklaşık 2000 kişi katıldı. Başta psikoloji, felsefe, sosyoloji, din, türkçe, sanat ve sağlık alanları olmak üzere erken çocukluk ve eğitim bilimleri uzman ve akademisyenlerince 193 bildiri sunulan kongre kapsamında farklı atölye, çalıştay ve panellerle erken çocukluk eğitimi farklı yönlerden müzakere edildi.
“Eğitim Anne Karnından Başlar”
“Ne kadar erken O kadar iyi!” mottosuyla sunulan Eğitimde Milli, İnsani ve Özgün Model Arayışları I – Uluslararası Erken Çocukluk Eğitimi Kongresi’nin kapanışında İGEDER Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özkan açılış konuşmasını yaptı. Erken çocukluk eğitiminin ne kadar önemli olduğuna işaret eden Özkan, 11 atölye, 10’dan fazla çalıştayın düzenlendiği ve 193 bildirinin yayınlandığı kongrede üç gün boyunca din, dil, çocuk-medya ilişkisi, çocuk edebiyatı, sanat, spor gibi başlıkların tartışıldığını kaydetti. Özkan “Erken çocukluk eğitimi anne karnından başlar ve 8 yaşına kadar devam eder. Bu sürede kadim medeniyetimizin izini nakşedersek Allah, peygamber, aile ve vatan sevgisini çocuklarımıza aşılayabilirsek 2030’lar 2050’ler bizim olacak” diyerek sözlerini tamamladı.
‘Yarınki Türkiye’nin yaşatıcıları çocuklardır’
Özkan’ın ardından sözü alan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı ve Kongre Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Selahattin Turan da kongre sonucu değerlendirme konuşmasını yaptı. Türkiye’nin son 10 yılda, erken çocukluk eğitimi konusunda önemli gelişmeler kaydettiğini ancak erken çocukluk eğitiminin hayati önemi ve hassasiyeti konusunda, toplumun bütün kesimlerinde bir farkındalık oluşturulamadığını belirten Turan, “2000 yılından sonra doğan çocuklar çok şanslı bir nesil olmasına rağmen teknolojik bağımlılık sorunu ile karşı karşıyadır. Bu nesil, 2030lu yıllarda kendi kendini yönetemeyeceği tahmin edilmektedir. Bu sebeple çocuklarımızın çok yönlü yetiştirilmeleri için başta aile olmak üzere okullarımıza, öğretmenlerimize eğitim liderlerine ve medyaya büyük sorumluluklar düştüğüne inanmaktayız. Yeni nesil çocuklar dijital bir devrim içerisinde kendilerini bulmuşlardır. Bu nedenle her bir çocuğumuzun kendi özgün ruhunun ufkuna yürüyebilecek ve kendi iç dünyalarına keşfedebilecekleri yeni pedagoji ve görsel öğrenmelere ağırlık verecek yeni bakış açılarına ihtiyaç bulunmaktadır. Çocuklarımızı sınavlar aracılığı ile sıralama, eleme ve yaftalama yerine ‘bütün öğrencilerimizin başarılı olabileceğine inanan bir toplum ve eğitim anlayışına’ geçiş için özgün değerlendirme sistemlerinin geliştirilmesi gerektiği düşünülmektedir” dedi.
"Yarınki Türkiye’nin yaşatıcıları çocuklardır" varsayımından hareketle Türkiye’deki bütün çocukların eşit ve adil bir erken çocukluk eğitimi alması için bütün kaynakların seferber edilmesi gerektiğini vurgulayan Turan sözlerine şöyle devam etti: “Okul öncesi eğitim kurumlarında yabancı dil öğretimi uygulamaları tartışmaya açılmalıdır. Hâlihazırda ki müfredat gelişimsel kazanım ve göstergeler açısından iyi tasarlanmış olmasına rağmen millî, insanî ve manevi bileşenler açısından desteklenmesi; programındaki bilişsel, fiziksel, sosyal, duygusal, dil ve özbakım becerilerine ek olarak ahlaki gelişime yönelik kazanım ve göstergelere programda yer verilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.”
“Okul öncesi öğrenci sayısı 150 bin arttı”
Prof. Dr. Selahattin Turan’ın ardından sahneye çıkan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, “Biz eğitim alanında son 10 yılda ciddi mesafe kat ettik. 2001’de yüzde 11 olan okullaşma oranı brüt yüzde 70’e çıktı. 11 bin olan derslik sayısı 58 bine ulaştı, beş kattan fazla arttı. Son iki yılda okul öncesi öğrenci sayısı yaklaşık 150 bin arttı ve erken çocukluk döneminde eğitim veren öğretmen sayısı 14 binlerden 72 bine çıktı.”
“Terörün gündemine teslim olmayacağız"
Bakan Nabi Avcı konuşmasının ardından sözü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bıraktı. Sözlerine “Dün İstanbul İstiklal Caddesi yakınlarında yaşanan canlı bomba eylemini şiddetle lanetliyorum. Orada kaybettiğimiz misafirlerimiz için taziyelerimi sunuyor, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu canlı bomba eylemlerinin insanların korkuya sürüklemek için yapıldığını söyledi. Dünyada bu tarz canlı bomba saldırılarıyla hedefine ulaşmış bir terör örgütü olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, DAİŞ, PKK gibi terör örgütlerinin bu saldırıları düzenlemekteki esas amaçlarının ve kötü niyetlerinin ortaya çıktığını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu terör gruplarının kötü niyetlerini gördüklerini söyleyerek onlara verilecek en iyi cezanın terörün gündemine teslim olmamak olduğunu kaydetti. “Bizi bu şekilde terbiye etmeye çalışanlara engel olacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu nedenle bugün Uluslararası Erken Çocukluk Eğitimi Kongresi’nde olduğunu ve ilerleyen günlerde de programında ne varsa onları yapmaya devem edeceklerini bildirdi.
“Milli, insani ve özgün eğitim modeli inşaası önemli”
10 yıldır eğitim konusunda faaliyet yürüten İGEDER’in çalışmalarını yakinen takip ve takdir ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin anne karnında başladığını söyleyerek “Yeni doğan yavruya kimse süt emmeyi öğretmiyor ama o yavru nereden aldı o eğitimi ki süt emmeyi mükemmel bir şekilde sürdürüyor” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin eğitim ve öğretim alanında çok yol kat ettiğini ifade ederken “Bizde öğretim var da eğitim yok. Sadece öğretim yetmiyor, eğitimin de altyapısını mükemmel şekilde inşa ettiğimiz temellerin üzerinde vermek gerekiyor. Bunu başardığımız anda yavrularımız okullarından çıktığı andan itibaren hayatla da buluşacak, bir acemilik çekmeyecek” şeklinde konuştu. İGEDER’in milli, insani ve özgün bir eğitim modeli inşa etmek hususundaki faaliyetleri bu nedenle gerçekten önemli” diyerek sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim konusunda altyapının çok önemli bir husus olduğunu ve altyapıda devrim yaptıklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşa ettiğimiz 260 bin derslik, açtığımız 117 üniversite, 411 bin yurt, atadığımız binlerce öğretmen ve Fatih Projesi’yle bu alanda çok büyük işlere imza attık”dedi. Çocuklara nasıl bir eğitim verileceği konusunda önümüzdeki yıllarda yeterince eğileceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda herkesten samimi ve neticeyi ön plana alan bir çaba beklediğinin altını çizdi. MEB’in proje okullarında akademisyenlerin müdür olması önerisini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine bu konuda bazı vakıf üniversitelerinin rektörlerinden bizzat başvuru geldiğini, bunun ciddi bir kırılma olduğunu ve İGEDER’in bu konuya bizzat eğilebileceğini aktardı.
“Türkiye’nin 2023 ve 2071 vizyonları eğitim olmadan mümkün değil”
Tesis edilen güçlü altyapı üzerinde bu projelerin hayata geçirilmesinin daha kolay olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2023 ve 2071 vizyonlarının da bu eğitim hamlesinin başarısına bağlı olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı, “Dil, din, sanat ve müzik gibi temalarının tartışılmasını önemli bir adım olarak görüyorum. Merhum Nurettin Topçu’nun bir sözü vardır; ‘İnsan bir dereceye kadar öğrendiklerinin esiridir. İyiyi bilen iyi olmak ister, fenayı bilen fena olmaya heveslenir.’ Eğitim sistemi beklentimiz bu doğrultuda, erken çocukluk döneminden itibaren iyi olanı öğretmek” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Değerler eğitimini eğitim sistemimizin merkezine yerleştirmek zorundayız. Ana sınıfından üniversite eğitiminin sonuna dek geçen 17-18 yıllık süreçte bir nesil diline, tarihine, ecdadına, kültür ve medeniyetine yabancı olarak hayata atılıyorsa sorun var demektir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle arızi bir durum olduğuna inanmıyorum. Elbette bilim Çin’de de Amerika’da da olsa gidip alacağız ama bunu yaparken kendi özümüzden sapmayacağız. Yerlilik ve millilik her konuda olduğu gibi eğitimde de temelimiz olmalı. Önümüzdeki yıllarda bu daha çok gündemimizde olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a konuşmasının ardından İGEDER YKB Nuri Özkan tarafından hediye takdim edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahneye davet edilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, İGEDER Kongre Bilim Kurulu Başkanı Selahattin Turan, İGEDER Kongre Genel Sekreteri Mücahit Kıbrıs ve İGEDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Ramazanoğlu’na hediyelerini ve plaketlerini takdim etti.